Rusya-Ukrayna Savaşında Avrupa Birliği

“AB tarihinde ilk kez birlik dışı bir ülkeye askeri silah ve malzeme yardımında bulunma kararı aldı.”

İlknur Kahraman

Avrupa Birliği’nin kuruluşu sebeplerinden birisi Avrupa kıtasında savaşın yeniden başlamasını önlemekti. Tarih boyunca birçok kez savaşan Almanya ve Fransa’nın kontrol altına alınıp, Avrupa’da kalıcı barışı sağlamak amacıyla için nev-i şahsına münhasır bir birlik olan AB kuruldu. AB kendi içinde ve periferi ülkelerle ticaret ortaklığı başta olmak üzere ekonomik, siyasi, diplomatik, sosyal ve kültürel alanlarda yumuşak güç unsurlarını kullanarak geniş kapsamlı ilişkiler kurarak büyük çaplı savaşları çıkmasını engelledi.

90’lı yıllarda demir perdenin ortadan kalkmasının ardından Doğu Avrupa ülkeleri AB’ne katılma kararı aldı. 1995 yılında Finlandiya’nın tam üye olmasıyla AB sınırları Rusya ile kesişti. 2004 yılında 10 ülkenin tam üye olduğu büyük genişleme dalgası ile AB, Rusya’yı çevrelemiş oldu. Bu tarihten itibaren Rusya, AB ile arasında kalan Ukrayna, Belarus ve Moldova’yı tampon olarak görmeye başladı.

Kısaca AB-Ukrayna İlişkileri

Bağımsızlık sonrası Ukrayna’nın dış politika hedefi batı ile ilişkilerini geliştirmek önünde oldu. Bu bağlamda AB ile diyalog içinde olmak Ukrayna için ciddi önem arz etmektedir. AB ve Ukrayna arasında ilişkiler 2007-2012 yılları arasında Ortaklık Anlaşması kapsamında başladı. Ortaklık ilişkilerinin başlamasının bir sene sonrasında Rus yanlısı Yanukoviç’in tek taraflı olarak Ortaklık Anlaşması’nı feshetmesi üzerine Bağımsızlık Meydanı’nda protestolar başladı. Euromaidan olayları olarak adlandırılan protestoların sonucunda Yanukoviç azledildi. AB ve Rusya arasında kalan Ukrayna bu tarihten itibaren çeşitli sorunlar yaşamaya başladı. Ardından 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesi, Donbass Savaşı, Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinin ilan edilmesi gibi olaylarda Rusya çıkarları için bölgede sert güce başvurmaktan çekinmedi. Bunun sonucunda Ukrayna, AB ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik daha kararlı adımlar attı.

Rusya-Ukrayna Savaşında Avrupa Birliği  çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 10′uncu sayısında.

Defence Turk Dergi’ye online ve basılı olarak erişmek için tıklayınız.

Bu bağlamda, 2016 yılında Ortaklık Anlaşması’nın bir parçası olan Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması (DCFTA) devreye girdi. Böylece ilişkilerin hukuksal temele dayanmasıyla Ukrayna seçimini net bir şekilde AB’den yana kullanmış oldu.

 Kriz Aşamasında AB’nin Tepkisi Ne Oldu?

Kriz aşamasında AB yumuşak güç unsurları ile çözüm arayışına girdi. AB içindeki iki hegemon güç Almanya ve Fransa, krizin ilk günlerinden beri sorunun masada çözülmesi gerektiğinin vurgusunu yaptılar. Minsk Anlaşması’nı kalıcı barışın temeli olarak gören Almanya, Ukrayna’nın yaptırım uygulamaları yönündeki çağrısına olumsuz cevap vermişti. Olası yaptırımların konuşulduğunu ancak net açıklama yapmaktan kaçınan bir politika sürdüklerine yönelik açıklamada bulunuldu. Almanya, savaş bölgelerine silah göndermeme politikası doğrultusunda Ukrayna’ya askeri yardımda bulunmayacağını bildirmişti.

Olaf Scholz, Rus enerjisine bağımlılığını göz önüne alarak doğrudan Rusya karşı açıklama yapmaktan kaçındı. Bu da AB’ye Fransa’nın liderlik etmesinin önünü açtı. Emmanuel Macron, arabuluculuk rolü üstlenerek Kremlin’i ziyaret etmişti. Macron’un bu hamlesi, Merkel sonrası dönemde boşalan AB liderliğini doldurma isteğinin bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Arabuluculuk girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Rusya, Ukrayna’yı işgal etmeye başladı.

Yeni Kriz: Ukrayna’nın İşgali

24 Şubat’ta işgalin başlamasının ardından AB net bir şekilde Ukrayna’yı desteklediğini belirterek Rusya’yı sert bir dille kınadı. AB, birlik dışı ülkelerde benzer olayların yaşanması halinde uyguladığı politikalara kıyasla Ukrayna’nın işgalini çok daha farklı bir bakış açısıyla ele aldı. AB, Ukrayna’nın işgaline karşı Rusya’yı kınaması ve yaptırım uygulaması beklenirken buna ek olarak ilk kez üçüncü bir ülkeye askeri yardımda bulunma kararı aldı. AB’nin bu kararı alınmasındaki en büyük etken şüphesiz güvenlik kaygısıydı. Ukrayna’nın işgal edilmesi;

• Avrupa kıtasında savaşın yeniden başlaması nedeniyle güvenlik tehdidi yaşanmasına, • Ukrayna ve AB arasındaki iyi ilişkiler sonucunda Rusya’nın sert güce dayalı politika uygulamasına, • Coğrafi yakınlık dolayısıyla oluşabilecek mülteci akınına sebep oldu. Ukrayna’nın işgali AB için ilave önem arz etmektedir.

AB, geniş kapsamlı ekonomik yaptırım uygulama kararı alarak Rusya’yı küresel ekonomiden dışlayıcı bir politika sürdü. AB, ekonomik yaptırım paketlerini müttefikleriyle koordineli bir şekilde uygulayıp Rus ekonomisine ağır darbe vurmayı planlıyorlar. Uygulanacak yaptırım kararları sadece Rus ekonomisine zarar vermekle kalmadı aynı zaman da AB için de pek çok soruna sebep oldu.

AB’nin, Rus petrol ve doğal gazına olan bağımlılığı bu sorunlardan biridir. AB, yeşil dönüşüm programı kapsamında fosil yakıtlara olan ihtiyacı düşük seviyede tutmak için önemli yatırımlar yaptı. Ancak henüz tam olarak hedeflenen seviyeye ulaşılamadı. AB, enerji bağımlılığı sorununu kesin çözüme kavuşturmak için daha hızlı ve etkin adımlar atacağını belirtti.

Kaynak: DefenceTürk

Rusya-Ukrayna Savaşında Avrupa Birliği Hakkında S.S.S.

0 Yorum

Yorum Yaz

e-Posta adresiniz açık bir şekilde yazılmayacaktır. * alanlar zorunludur.

0 yorum