Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
“Yeni tasarım yaklaşımlarının yanında gelecek, maliyet gibi birkaç sebepten dolayı kullanılmaya devam edecek mevcut sistemler için de yeni konseptleri kapsıyor.”
Emre Karakoç Kaan Azman
Uçuş için ortaya atılan en eski fikirlerden biri helikopterlerdir. M.Ö. 500’lü yıllarda Çinlilerin eğlence amacıyla kullandığı, havai fişekle havaya atıldıktan sonra dönerek yavaşça yere inen ve günümüzde hala popüler bir oyuncak olan “Chinese Tops” , insanoğlunun döner kanatlı hava aracı mantığının ilk uygulamalarından biridir.[I]
Zamanla insanoğlunun uçma hayalini gerçekleştirebilmek için aradığı yöntemler çoğalmıştır. Daha ileri bir tarihe geldiğimizde Da Vinci “gök dikey” uçuş kabiliyetini hedefleyen ilk uçan taşıt olarak nitelendirilen vidası fikrini ortaya atmıştır. Bu model tahriksiz olsa da ardından gelenler için ufuk açıcı olmuştur.[I]
19. yy. sonları ile 20. yy. başlarına gelindiğinde havacılık konusundaki bilgi birikimi ve beceriler hızla ilerlemiş ve düşey iniş – kalkış yapabilen ilk döner kanatlı örnekler ortaya çıkmıştır. Bir eksen etrafında dönen ve kaldırma kuvveti sağlayan rotorlar yardımıyla düşey uçuşun gerçekleştirilebileceği düşünülerek, çeşitli modeller yapılmıştır.
[I] İlk operasyonel uçuş, Alman Focke-Wulf FW-61 helikopteri tarafından gerçekleştirilse[II] de üretim sayısı oldukça düşüktür. Aktif görevde kullanılan ilk genel maksat helikopteri ise 1942’de yaklaşık 100 adetlik bir üretim siparişiyle Amerikan Sikorsky R-4 olmuştur.[II] Günümüzdeki örneklerle kıyaslandığında oldukça küçük olan ve daha az güç veren benzinli piston motor kullanan R-4 genel maksat helikopterleri yolunda kullanım ve gövde formu açısından bir ilk adım olarak ele alınabilir. 1950’li yıllarda havacılıkta gaz türbini teknolojisi devriminden sonra ortaya çıkan, piston motorlara kıyasla aynı ağırlıkla çok daha fazla güç sağlayan, turboşaft motorlar günümüz helikopterlerine giden yolda önemli bir kilometre taşıdır. Helikopterlerin uçuş performansı ve taşıma kapasitesinin önemli bir artış gördüğü bu yıllarda modern genel maksat helikopterlerinin temelleri atılmıştır.
Günümüze Doğru
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan Soğuk Savaş sırasında oluşan çift kutuplu dünyada, genel maksat helikopterleri konusunda ABD ve SSCB kendi blokları içerisinde bir süre dominant oyuncular olarak karşımıza çıkmaktadır. Bahse konu süreçte geliştirilen Amerikan ve Rus yapımı platformlar incelendiğinde; Amerikalıların performans ve verimliliğe, Rusların ise daha çok çevresel şartlara dayanıklılık, basitlik ve maliyet etkinliğe önem verdiği söylenebilir. Soğuk Savaş yıllarında ABD tarafından geliştirilen Bell UH-1 Huey[III], UH60 Black Hawk ve SH-60 Sea Hawk[IV] helikopterlerini barındıran Sikorsky S-70 ailesi; SSCB tarafından geliştirilen Mi-8/ Mi-17[V] ile koaksiyel rotorlu Ka-25 ve Ka-27[VI] aileleri ile öne çıkmaktadır.
Günümüzden Geleceğe Genel Maksat Helikopterleri çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 11′inci sayısında.
Özellikle Vietnam Savaşı’nda aktif olarak kullanılan tek motorlu hafif sınıf UH-1 Huey[III], günümüze kadar modernize edilen sürümlerine karşın eskimeye başlamasından dolayı büyük oranda UH-60 Black Hawk ve türevleri ile değiştirilmiştir. UH-60 Blackhawk ve türevleri günümüzde Türkiye[IV] de dahil olmak üzere birçok ülkenin kara, hava ve deniz kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır.
Mil tarafından geliştirilen Mi-8/Mi-17[V] ailesi de maliyetlerine kıyasla sağladığı taşıma kapasitesinden ve kullanım esnekliğinden dolayı farklı konfigürasyonlarda benzer şekilde özellikle Asya ve Afrika ülkeleri tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu açıdan Mi-8/Mi-17 ailesi genel maksat helikopterlerinin AK-47’si olarak nitelendirilebilir. Bunun yanında Rusya’yı öne çıkaran bir diğer husus ise Ka-25 ve Ka-27[VI] ile ilk defa koaksiyel rotorlu genel maksat helikopterlerini kullanması olmuştur.
Kaynak: DefenceTürk
Günümüzden Geleceğe Genel Maksat Helikopterleri Hakkında S.S.S.
0 Yorum
0 yorum
Yorum Yaz