Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
Muharebe sahalarını incelediğimizde, tek-er tarafından taşınabilen makineli tüfek tipleri, hafif makineli tüfekler ve genel maksat makineli tüfekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi makineli tüfeklerin amacı, taarruz yaparken, düşmanın manevra alanını kısıtlamak ve düşman unsurları bastırmak, savunma yaparken ise düşman saldırısını yüksek ateş gücü ile geri püskürtmektir. 2000 yılı sonrasında ABD’nin Irak ve Afganistan işgali ile birlikte değişen savaş koşulları, makineli tüfekler için değişik gereksinimler ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Gelişen malzeme teknolojileri ile titanyum, magnezyum ve 7075 alüminyumun piyade silahlarında kullanımları artmıştır. Bu sayede daha dayanıklı ve hafif silahlar üretmek mümkün hale gelmiştir. Bunun yanında büyük silah üreticileri, yüksek kalibrelerde ve otomatik toplarda uygulanan geri tepme baskılama sistemlerini piyade silahları düzeyine kadar ulaştırmış ve uygulanmaya başlamıştır. (Örneğin: NGSW programı) Bunun yanında, özel operasyon birlikleri ve piyadeler, mayon beslemesi ile sürekli ateş gücünden feragat etmeden daha hafif makineli tüfek platformları beklemektedir. HK416 IAR gibi ara çözümler tambura şarjörler ile kullanılsa bile hafif makineli tüfekler kadar yüksek ateş gücü sağlamamaktadır.
Ultra Hafif Makineli Tüfekler
İlk örneği Vietnam savaşı döneminde özel operasyon birlikleri için tasarlanan Stroner 63’tür. Hafif, mayon beslemesi, gaz piston sistemi ile güvenilir mekanizmalıdır. Hem açık hem de kapalı mekanizma şeklinde atış yapabilir. Dönemine göre üstün özellikleri ile öne çıkan bu silah 5,56x45mm mühimmatı kullanıyordu. Stroner 63’ün getirdiği konsept ile birlikte günümüze kadar pek çok ultra hafif makineli tüfek yapılmıştır. Ares Shrike, KAC AMG, Ultimax 100, System Defence MFR56 vd. ultra hafif makineli tüfekleri temsil etmektedir. KAC AMG şu an ABD Ranger Taburları tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Ultimax 100 ise Irak ve Afganistan’ın işgali sırasında Delta Force tarafından doğrudan eylem(Direct Action) görevlerinde kullanılmıştır.
Yerli Ultra Hafif Makineli Tüfek MFR56
Silahların ortak özellikleri, genellikle muharebe tüfekleri kadar ağırlık, mayon ve şarjör ile mühimmat beslemesi yapabilme, çabuk namlu değişimidir. 600-800 mermi/dk atım hızları ve 5.56×45 NATO mühimmat ile bu silahlar oldukça rahat kontrol edilebilir ve hem ayakta hem de yürürken etkili atış yapılabilir. Fakat ultra hafif yapı sebebi ile hafif makineli tüfeklerden daha az gövde ömrüne sahiptirler. Bu sebeple ultra hafif makineli tüfeklerin kullanımları özel operasyon birlikleri ile sınırlı kalmıştır.
Hafiflik ve mayon besleme, silah ağırlığının çok büyük sorunlar yaratabildiği, paraşüt ile sızma, meskun mahal muharebesi, denizden karaya sızma, gemi zapt ve müsadere, hava indirme gibi görevlerde personele fayda sağlamaktadır.
Orta Kalibre Makineli Tüfekler
NATO tarafından kullanılan silahlara baktığımız zaman .338 kalibre 7.62×51 ve .50 kalibre arasında ortanca mühimmat olarak yer almaktadır. 7.62x51mm mühimmatın menzil, zırh delme ve tahrip gücünün yetmediği çoğu durumda keskin nişancılar tarafından kullanılmaktadır. Fakat 338 Lapua magnum fişek yapısı itibarıyla otomatik atış için çok elverişli değildir. Bu durum 2009 yılında NORMA tarafından tasarlanan 338 Norma magnum ile değişmiştir. 338 Norma, 338 Lapua’dan daha kısa ve tıknaz kovan yapısı ile otomatik atışa tam elverişli bir mühimmattır. Bu sayede 338 kalibrede makineli tüfekler şarjörlü otomatik silahların üretimleri mümkün hale gelmiştir.
2012 yılında General Dynamics Lightweight Medium Machine Gun adlı 338 Norma mühimmat kullanan ilk orta kalibre makineli tüfeği tanıttı. 2017 yılında ise Sig Sauer MG338 tanıtıldı ve 2020 yılında MG338 SOCOM tarafından satın alındı. Bu ürünler 338 Norma mühimmat sayesinde 1700 metrede baskılama ateşi açabilir. Yakın mesafeden ateş yoğunluğu ile takviyelendirilmiş hedefleri daha hızlı şekilde imha edebilir. Zırh delici mühimmat ile hafif zırhlı araçları delebilir.
Lightweight Medium Machine Gun
338 kalibre makineli tüfekler gelişen malzeme teknolojileri ile yaklaşık 10kg ağırlığa sahiptir. 300 adetlik mayon ağırlığı ise 12 kg’dır. Hafiflik avantajı bu silahın kullanım olarak M2 Browning ağır makineli tüfeğin götürülemediği her yere taşınıp, Kırmızı kuvvetler tarafından yoğunlukla kullanılan DSHK, PKM, SVD nişancılarına karşı etkin kullanım imkanı sağlamaktadır. Daha yakın mesafelerde, zırhlandırılmış SVBIED, BR7 korumaya sahip hafif zırhlı araçlar, duvar veya kum torbaları arkasına saklanmış personeli kolaylıkla etkisiz hale getirebilir.
Bu silahlar +1500 metre mesafelere isabetli angaje olunacağı zaman tripoda veya monte edilebilecek bir platforma ihtiyaç duymaktadır. Mühimmat ağırlığı 7.62×51’e göre fazladır bu da silah timi tarafından taşınabilecek max. mühimmatı azaltacaktır. Unutulmamalıdır ki orta kalibre makineli tüfeklerin amacı .50 kalibe ağır makineli tüfeklere yakın ateş gücünü, tek-er tarafından taşınabilen bir platform ile sahaya indirmektedir.
Bu silahların gelecekte, başta silah mangalarında makineli tüfek timlerinde, sonrasında özel ve elit birliklerce kullanılan UTV, Pikap vb. araçlarda, uzaktan kumandalı silah kulelerinde, tankların eş eksenli makineli tüfekleri olarak, deniz kuvvetlerinin özel ve elit birliklerince kullanılan özel maksatlı taaruz botlarında kullanılmasını beklemekteyim.
Kaynak: DefenceTürk
Makineli Tüfekler için Yeni Sınıflar Hakkında S.S.S.
0 Yorum
0 yorum
Yorum Yaz